Örümcek-Adam: Örümcek Evreninde
Umarım filmi izlemişsinizdir. Çünkü bütün filmi yorumluyorum...
Merhaba sevgili okurlarımız Hazır olun çünkü çok güzel bir animasyon filmi hakkında bir makale okumak üzeresiniz. Öncelikle söyleyeyim spoiler var. Film hakkında konuşacağım.
Filmin çizimlerinden başlayalım.
Flmin çizgi roman gibi çizilmiş olması çok güzel. Ve bazı yerlerde 24 kare yerine 12 kare kullanılmış. Nedir bu 12 kare? Sevgili okurlarımız 12 kare karakteri daha önde göstermek için kullanılır şöyle düşünün. Her saniyede 24 kare çiziliyor ama karakteri 2 karede 1 hareket ettiriyorlar. Filmin bu şekilde çizilmesi çok güzel renklerin seçimi harika vb. şekilde daha da övebiliriz filmi.
Şimdi gelelim karakterlere.
Şahsen Spiderman Noir en filmde en sevdiğim karakter olmaya hak kazanmış bulunmakta. Özel bir dedektif, mükemmel bir dövüşçü ve siyah beyaz olmasını da geçmeyelim.
Peter B. Parker:
Tamamı ile yıkık bir insan. Mj onu terk etmiş, Benim kadar göbek yapmış, Artık kahraman değil. Sadece üzgün bir insan. Ama Miles sayesinde kendine geliyor. Karakter gelişimi çok yüksek bir seviyede. Yetenekleri de ne çok iyi ne çok kötü deyip noktalıyoruz.
Penny Parker:
Bir anime karakteri desek yeridir. 3100 yılının New York'undan gelen küçük kız, babasının yaptığı robotun içinde yaşayan örümcek ile ruhsal bağlantı kuruyor falan filan. Aslında çok üzerinde durmamıza gerek yok. İyi bir yan karakter.
Peter Porker:
"Örümcekler hep insanları ısırıyor, az da domuzları ısırsın" diyerek tasarlanmış bir karakter bence. Bir çizgi film karakteri olarak tasarlanan Porker, çok iyi bir mizah anlayışına sahip. Filmdeki esprileri de çok güzel.
Spider Gwen:
Bu kez ise örümcek Peter'ı değil de Gwen Stacy'i ısırıyor. Peter, filmdeki bir sahneye göre "dev timsah adam" tarzı bir şeye dönüşüyor ve kapışıyorlar. En yakın arkadaşını kaybeden Gwen, kendini kapatıyor tabi ki. Miles sayesinde o da normale dönüyor gibi bir hikaye var elimizde. Kötü mü? Hayır. Ama daha iyi olabilirdi.
Miles Morales:
Bunu sabaha kadar övebilirim ama kısaca şöyle özetleyeyim. Graffiticiden kahramanlığa doğru uzanan bir başarı hikayesi :D durum şu; Miles Morales, normal bir liseden alınıp daha iyi bir akademiye yerleştiriliyor. Bir ergen olarak isyanda tabii. Amcası ile bir duvarı boyamaya giderken ısırılıyor ve güçlerini kazanıyor. O boyutun Peter'ı ellerinde öldükten sonra başka bir boyutun Peter'ını yanlışlıkla(!) bayıltıyor. Eve dönüş, Peter boks çuvalına bağlı, Ağzı izleme, elleri izle falan filan. Kingpin'in mekanına sızıyorlar, bilgileri kopyalıyorlar, kaçarken Gwen ile tanışıyorlar. May Hala'nın evinde diğerleri ile tanışıyorlar. Baskın yiyorlar, Miles'ın amcası ölüyor. Şiddetli bir kavga falan derken Peter, Miles'ı bağlıyor. İşte o sahne... Gerçekten mükemmel...
Babası ile konuşması, May Hala'nın yanına gitmesi vs. ve tam herşey bitti derken Miles çıkıp günü kurtarıyor. Şahsen benim en sevdiğim sahne ise "Fena değil çocuk." sahnesi.
Filmin 2.si 2021 yılında çıkacak. Okuduğunuz için hepinize teşekkürler.